4 Nisan 2012 Çarşamba

Alan Wake (PC) İnceleme


 Karanlıktan aydınlığa koşarken…

Remedy Entertainment tarafından 2010 yılında Xbox 360 için geliştirilen, 2012 Yılında Pc versiyonu sunulan Alan Wake psikolojik gerilim tadında bir oyun. Öncelikle geliştirici Remedy stüdyoları hakkında bilgi vermek gerekirse, kendilerini Max Payne serisi ile tanıyoruz. Finlandiya menşeili stüdyo tarafından geliştirilen Alan Wake, aslında Stephen King hayranı bir yazarın başından geçen psişik olaylar ve bu olayların ardında yatan “Karanlık gerçekler”in anlatıldığı ve türünün en başarılı örneklerinden biri olan korku-gerilim türünde bir oyun. Peki Alan Wake i bu kadar başarılı kılan ne? İşte şimdi bunun cevabını arıyor ve Pc sürümünün detaylarını irdeliyoruz.
Alan Wake için söylenebilecek en önemli olumlu durum, çok başarılı bir senaryo ve bu senaryonun başarılı bir şekilde sunulması diyebiliriz. İşte burada devreye Sam Lake ismi giriyor. Max Payne serisinin de senaristi olan Sam Lake uzun bir çalışmanın sonunda Alan Wake i kurguluyor. Aslında bakarsanız Stephen King’in “Misery” ve “The Shining” adlı eserlerine çok benzeyen bir kurgu ile karşı karşıya olduğumuzu belirtebilirim. Hikayenin giriş bölümlerinde Misery’den esintiler, daha sonraki bölümlerinde ise The Shining’den esintiler görebilirsiniz. Spoiler vermemek için çok fazla detaya girmiyorum. Ancak kısaca hikayeden bahsetmek gerekirse; gerilim türünde eserler veren ve alanında oldukça hatırı sayılır bir üne sahip olan Alan Wake isimli yazarımız, son yıllarda yazınsal olarak ilham kaynağı bulamamaktadır ve bu durum kendisinde aşırı strese neden olmaktadır. Bu durumdan biraz olsun sıyrılabilmek ve kafasını rahatlatmak amacıyla güzeller güzeli sevdiceğinin tavsiyesine uyarak Washington yakınlarında bulunan doğa harikası Bright Falls bölgesindeki sakin bir göl evine tatile çıkarlar. İşte hikayemizde bundan sonra başlar…


Karanlıktan kaçabilir misiniz?

Kendinizi harika bir psikolojik gerilim filmindeymişsiniz gibi hissedeceğiniz Alan Wake, açıkçası bana o ilk Silent Hill oyununun hissettirdiği tarifi mümkün olmayan duyguları hissettirdi diyebilirim. Özellikle episode mantığı ile ilerleyen ve bir sonraki bölümde nereden başlayacağınızı, nasıl uyanacağınızı bilemeden ilerleyen oyun kurgu yapısı oldukça başarılı bir yenilik diyebilirim. Ayrıca oyunun en başarılı olduğu konulardan biri olan grafiksel detaylar ve kaotik ortamlar sizi oyunun havasına çok hızlı bir şekilde girmenizi sağlıyor. Grafik detaylarına daha sonra değineceğim, öncelikle oynanış ve kurguyu biraz anlatmak istiyorum.

Alan, yazdığı gerilim öykülerinin ve küçüklükten gelen bilinç altındaki karanlık korkusunun etkisi altındadır. Bu nedenle Bright Falls da işler çığırından çıkmıştır. Garip siluetli halisülasyonlar görmekte ve adeta zihnini kontrol edememektedir. Burada tek yardımcısı ışıktır. Karanlığın içinde gördüğü bu bulanık görüntüler aslında dolaştığı çevrenin ve kasabanın sakinleri gibi görünmektedir. Ancak zihninin oluşturduğu etki ile görüntüleri flulaşmakta ve bu karakterlerin saldırısına uğramaktadır. Ancak bu halisülasyonlar ışıkta yok olmakta ve Alan’a saldıran kişiler yanımızda taşıdığımız olmazsa olmaz yardımcımız el fenerinin ışığında belirginleşmekte ve etkisizleşmektedirler. Oyun boyunca amacımız, bir yerlerden bir yerlere gitmek ve yol boyunca karşılaştığımız bu düşmanları el fenerinin ışığı ile sersemletip silahımız ile öldürmek diyebilirim. Ancak bu kadar tek düze bir oynanış sistemi o kadar mükemmel bir hikaye kurgusu ve atmosfer etkisi ile sunulmakta ki, oyun boyunca tüm bu olayların neden kaynaklandığını ve sevdiğimiz insanın başına neler geldiğini araştırmanın heyecanı ile oynanıştaki monotonluğu hissedemiyorsunuz bile. Ancak şunu da belirtmek gerek, sonuçta bir uyarlama oyunu olan ve orijinalinde bir Xbox 36 oyunu olan Alan Wake’in kontrollerine ve kamera açılarına alışmanız biraz zaman alabilir.


Gelelim oyunun başarılı olan bir diğer yönüne. Aslında iki yönüne ilki, Alan Wake tartışmasız grafik olarak en başarılı pc uyarlama oyunlarında biri diyebilirim. Bu konuda beklentilerim daha düşük bir grafik performansı olan bir oyun olacağı yönündeydi. Ancak geliştiriciler beni utandırdı. Mekanın tüm atmosferini mükemmele yakın bir performansla sunan Alan Wake, grafik olarak bizden çok yüksek puanlar almayı sonuna kadar hak ediyor. Özellikle yüksek bir tepeye çıktığınızda dolunay manzarası eşliğinde Bright Falls gölünü seyretmenizi tavsiye ederim. Ayrıca karakter modellemelerinde de mükemmele yakın bir başarı söz konusu. Alan Wake’in takdir edeceğim diğer yönü ise ses ve müziklerdeki başarı. Gerçekten psikolojik bir gerilim oyunundan beklediğiniz tüm ses ve müzik öğelerine sahip olan oyun bu alandan da iyi puanlar alacak. Peki hiç mi kötü tarafı yok? Elbette ki var, bu da yukarıda da belirttiğim gibi kontrollerde yaşanan sıkıntı. Ayrıca multiplayer olmayan bir oyuna göre biraz kısa sayılabilecek senaryosunu da sayabilirim.



Başarılı bir yazarın içinde bulunduğu psikolojik yanılsamaları ve gerilim ortamını çok başarılı bir şekilde sunan Alan Wake, Xbox versiyonunu oynamama rağmen beni adeta bir kez daha derinden etkiledi. Açıkçası tüm içtenliğimle şunu söyleyebilirim ki daha önce Xbox 360 versiyonunu oynayanların bile mutlaka oynaması gerek. Hiç Alan Wake oynamayanların ise kesinlikle ama kesinlikle oynaması gerek. 


Grafik : 90 Ses : 83 Oynanış : 87

Genel : 90