Remedy Entertainment
tarafından 2010 yılında Xbox 360 için geliştirilen, 2012 Yılında Pc
versiyonu sunulan Alan Wake psikolojik gerilim tadında bir oyun. Öncelikle
geliştirici Remedy stüdyoları hakkında bilgi vermek gerekirse, kendilerini Max
Payne serisi ile tanıyoruz. Finlandiya menşeili stüdyo tarafından geliştirilen
Alan Wake, aslında Stephen King hayranı bir yazarın başından geçen psişik
olaylar ve bu olayların ardında yatan “Karanlık gerçekler”in anlatıldığı ve
türünün en başarılı örneklerinden biri olan korku-gerilim türünde bir oyun.
Peki Alan Wake i bu kadar başarılı kılan ne? İşte şimdi bunun cevabını arıyor
ve Pc sürümünün detaylarını irdeliyoruz.
Alan Wake için söylenebilecek en önemli
olumlu durum, çok başarılı bir senaryo ve bu senaryonun başarılı bir şekilde
sunulması diyebiliriz. İşte burada devreye Sam Lake ismi giriyor. Max Payne
serisinin de senaristi olan Sam Lake uzun bir çalışmanın sonunda Alan Wake i
kurguluyor. Aslında bakarsanız Stephen King’in “Misery” ve “The Shining” adlı
eserlerine çok benzeyen bir kurgu ile karşı karşıya olduğumuzu belirtebilirim.
Hikayenin giriş bölümlerinde Misery’den esintiler, daha sonraki bölümlerinde
ise The Shining’den esintiler görebilirsiniz. Spoiler vermemek için çok fazla
detaya girmiyorum. Ancak kısaca hikayeden bahsetmek gerekirse; gerilim türünde
eserler veren ve alanında oldukça hatırı sayılır bir üne sahip olan Alan Wake
isimli yazarımız, son yıllarda yazınsal olarak ilham kaynağı bulamamaktadır ve
bu durum kendisinde aşırı strese neden olmaktadır. Bu durumdan biraz olsun
sıyrılabilmek ve kafasını rahatlatmak amacıyla güzeller güzeli sevdiceğinin
tavsiyesine uyarak Washington yakınlarında bulunan doğa harikası Bright Falls
bölgesindeki sakin bir göl evine tatile çıkarlar. İşte hikayemizde bundan sonra
başlar…
Karanlıktan kaçabilir misiniz?
Kendinizi harika bir
psikolojik gerilim filmindeymişsiniz gibi hissedeceğiniz Alan Wake, açıkçası
bana o ilk Silent Hill oyununun hissettirdiği tarifi mümkün olmayan duyguları
hissettirdi diyebilirim. Özellikle episode mantığı ile ilerleyen ve bir sonraki
bölümde nereden başlayacağınızı, nasıl uyanacağınızı bilemeden ilerleyen oyun
kurgu yapısı oldukça başarılı bir yenilik diyebilirim. Ayrıca oyunun en
başarılı olduğu konulardan biri olan grafiksel detaylar ve kaotik ortamlar sizi
oyunun havasına çok hızlı bir şekilde girmenizi sağlıyor. Grafik detaylarına
daha sonra değineceğim, öncelikle oynanış ve kurguyu biraz anlatmak istiyorum.
Alan, yazdığı gerilim
öykülerinin ve küçüklükten gelen bilinç altındaki karanlık korkusunun etkisi
altındadır. Bu nedenle Bright Falls da işler çığırından çıkmıştır. Garip
siluetli halisülasyonlar görmekte ve adeta zihnini kontrol edememektedir.
Burada tek yardımcısı ışıktır. Karanlığın içinde gördüğü bu bulanık görüntüler
aslında dolaştığı çevrenin ve kasabanın sakinleri gibi görünmektedir. Ancak
zihninin oluşturduğu etki ile görüntüleri flulaşmakta ve bu karakterlerin
saldırısına uğramaktadır. Ancak bu halisülasyonlar ışıkta yok olmakta ve Alan’a
saldıran kişiler yanımızda taşıdığımız olmazsa olmaz yardımcımız el fenerinin
ışığında belirginleşmekte ve etkisizleşmektedirler. Oyun boyunca amacımız, bir
yerlerden bir yerlere gitmek ve yol boyunca karşılaştığımız bu düşmanları el
fenerinin ışığı ile sersemletip silahımız ile öldürmek diyebilirim. Ancak bu
kadar tek düze bir oynanış sistemi o kadar mükemmel bir hikaye kurgusu ve
atmosfer etkisi ile sunulmakta ki, oyun boyunca tüm bu olayların neden
kaynaklandığını ve sevdiğimiz insanın başına neler geldiğini araştırmanın
heyecanı ile oynanıştaki monotonluğu hissedemiyorsunuz bile. Ancak şunu da
belirtmek gerek, sonuçta bir uyarlama oyunu olan ve orijinalinde bir Xbox 36
oyunu olan Alan Wake’in kontrollerine ve kamera açılarına alışmanız biraz zaman
alabilir.
Gelelim oyunun başarılı olan
bir diğer yönüne. Aslında iki yönüne ilki, Alan Wake tartışmasız grafik olarak
en başarılı pc uyarlama oyunlarında biri diyebilirim. Bu konuda beklentilerim
daha düşük bir grafik performansı olan bir oyun olacağı yönündeydi. Ancak
geliştiriciler beni utandırdı. Mekanın tüm atmosferini mükemmele yakın bir
performansla sunan Alan Wake, grafik olarak bizden çok yüksek puanlar almayı
sonuna kadar hak ediyor. Özellikle yüksek bir tepeye çıktığınızda dolunay
manzarası eşliğinde Bright Falls gölünü seyretmenizi tavsiye ederim. Ayrıca
karakter modellemelerinde de mükemmele yakın bir başarı söz konusu. Alan
Wake’in takdir edeceğim diğer yönü ise ses ve müziklerdeki başarı. Gerçekten
psikolojik bir gerilim oyunundan beklediğiniz tüm ses ve müzik öğelerine sahip
olan oyun bu alandan da iyi puanlar alacak. Peki hiç mi kötü tarafı yok?
Elbette ki var, bu da yukarıda da belirttiğim gibi kontrollerde yaşanan
sıkıntı. Ayrıca multiplayer olmayan bir oyuna göre biraz kısa sayılabilecek
senaryosunu da sayabilirim.
Başarılı bir yazarın içinde
bulunduğu psikolojik yanılsamaları ve gerilim ortamını çok başarılı bir şekilde
sunan Alan Wake, Xbox versiyonunu oynamama rağmen beni adeta bir kez daha
derinden etkiledi. Açıkçası tüm içtenliğimle şunu söyleyebilirim ki daha önce
Xbox 360 versiyonunu oynayanların bile mutlaka oynaması gerek. Hiç Alan Wake
oynamayanların ise kesinlikle ama kesinlikle oynaması gerek.
Grafik : 90 Ses : 83 Oynanış : 87
Genel : 90